Avukat Dilay Şen Doğan
Avukat
Dilay Şen Doğan
Bir Çocuk İçin Özgürlüğünden Yoksun Bırakmanın Son Çare Olması Ve En Kısa Süre İle Uygulanması
Yetişkin ve çocuk ayrımında önemli olan yetişkinlerden farklı statülü bir grubun oluşturulması ve buna bağlı olarak da bu gruba tanınan farklı statünün gerektirdiği nitelikte hakların verilmesidir. Tabii burada asıl önemli olan çocuklara yalnızca yasalarla birtakım haklar verilmiş olması değil, aynı zamanda da uygulamaya yansıtılması ve hukukun dahi göz ardı etmiş olduğu hususların, hukukun farklı dinamiklerince çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak doldurulması, toplumun da bu konuda özel bir hassasiyet geliştirmesi ve bütüncül olarak bir çocuk adaletinin sağlanmasıdır.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin önsözünde; çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havası içindeki bir aile ortamında yetişmesi gerektiği kabul ederek ve çocuğun toplumda bireysel yaşantısı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve BM Anlaşmasında ilan edilen ülküler ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesini göz önünde tutularak, çocuğun korunması ve uyumlu gelişmesi bakımından çocukların yaşama koşularının iyileştirilmesi için uluslararası işbirliğinin bilincinde olarak hazırlandığı belirtilmiştir.
Hukuksal bakımdan çocuk kavramının ne anlama geldiği, çocuğun hangi andan itibaren yardıma ve korunmaya muhtaç olduğu, bu korumanın hangi yaşa kadar devam edeceğinin tespitiyle ilgilidir. Ceza hukuku perspektifinden bakıldığında çocuk belli bir yaşın altında olan kişidir. Bu da tarih ve kültüre bağlı olarak ülkeden ülkeye değişmektedir. Küçükler İçin Adalet Sistemine Dair BM Asgari Standart Kurallarında (Pekin Kuralları) da “işledikleri suçlar bakımından, devletlerin kendi hukuk sistemlerine göre yetişkinlerden farklı bir tarzda muameleye tabi tutulabilen çocuk veya gençlere küçük denir.” demek suretiyle çocuk ve yetişkin ayrımındaki sınırın ülkeden ülkeye değiştiği ancak bu sınır ne olursa olsun yetişkinlerden farklı bir statüye sahip grup oluşturduklarını belirtmiştir.
ÇHDS’ye baktığımızda sözleşme; çocuğu, 18 yaşından küçük insan olarak tanımlamaktadır. Türk Hukuk sisteminde çocuklar konusunda birincil nitelikte kanun olan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ise çocuğu “daha erken yaşta ergin olsa bile on sekiz yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlamış erken yaşta ergin olmuş olsa dahi ceza hukuku bakımından çocukluk dönemini bitirip bitirmediği konusunda bir boşluk bırakmamıştır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan husus, hak edinebilme ve borç altına girebilmeyle ilgili bir durumdur. Bu sebeple kişinin 18 yaşından daha erken bir yaşta ergin kılınmış olması, bu kişinin ceza sorumluluğu bakımından çocuk olmasını ortadan kaldırmamaktadır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu m.3/a-1 ve 2. Bentlerinde çocuğu suça sürüklenen çocuk, korunma ihtiyacı olan çocuk ve suç mağduru olan çocuk olarak sınıflandırılmıştır. Bu farklı çocuk statüleri aynı çocukta da toplanabilmektedir.
Devamı Sayfa 4/2 için